Epeydir
oturup uzun uzadıya yazamıyorum ve ben aslında kendimi böyle yaptığımda
sevmem. Kağıda kaleme dokunmam gerek diye düşünürüm, sen de beni bu
konuda azarla biraz, işe yarasın. Pc kapatıyordum tam, yatağa
geçicektim. Sonra düşündüm, sevgiliye sürpriz yapmalı dedim nasıl? Böyle
içimden geldi bu gece böyle olsun. Seni kelimelerim karşısında gözlerin
yaşlı kalmanı özledim daha çok. Kulağımda da bir şarkı var yalnızca şu
an ve bu yazı bitene kadar iki tane olucaklar. Bi nevi bizim tarihimiz
gibiler aslında. Başlayışı ve devam edişini temsil ediyorlar sanırım.
Sahi bak nasıl başlamış, nerde aslında o biraz muamma bana göre. Yani
şimdi sen de benimle bi düşün tam olarak ne zaman diye sor kendine, yok
değil mi? Bir sürü işaret var, bir sürü his var ayrı ayrı hissedip
farkına vardığımız o zamanlarda mutlaka ama, çok net şu şu anda vurulduk
diyemiyoruz ve ben bunu şiddetle seviyorum. Bakıyorum şu an o
zamanlara, bir kaç anı geçiyor hemen gözümün önünden. Seni ilk
kıskanışım mesela bende geri dönülmez bi etki yaratmıştı. Yaradılışım
bakımından kıskançlığı barındırmadığım ben'de hayret uyandırdın,
kızgınlık aynı zamanda kendime, neyi niye neden kıskanıyosun be kadın
diye misal, sonra alttan alta sinsi bi mutluluk tabi, biraz gurur,
"benim o" tarzında.. Sonra başka bi mevzu, bi sürekli "şu an bunu
giyiyorum ya, O görünce gözleri şöyle parlayacak" düşüncesi, şımarıklık
beraberinde. Ve hep iki kişilik planlar, iki kişilik kocaman bi hayat
düşüncesi. Bu hep vardı bak çok eminim. Yani hiçbi şey olmasındı bize,
hep biz ikimiz olsunduk, başka kimse dokunmasın yanından bile geçmesindi
ikimizin, tatile de birlikte çıksaydık, dünyayı da birlikte
dolaşsaydık, birlikte de uyusaydık, filmleri birlikte izleseydik sen
sıkılıp beni izleseydin ben kızsaydım anlamıyosun sanattan deseydim, sen
gülseydin ama naifliğinden söyleyemeseydin anladığın en büyük sanatın
karşısında olduğunu, ben hep şımarsaydım, sen koruyup kollasaydın,
içseydik hep, hiç bilmediğimiz içkileri tatsaydık durmadan, evimiz de
olsaydı evet, köpeğimiz de, sen getirseydin onu bana sürpriz yapıp hiç
beklemediğim anda, ben delirip boynuna atlasaydım, o anın heyecanı
geçince sarıldığımızı farkedip utanarak kalsaydık karşılıklı, çay
demleseydin bana, ben sana nudıl yapsaydım, evde çupsitik kullanmayı
öğretseydim sana, başkalarına söylerim diye dalga geçseydim, ama o
başkaları hiç olmasındı, yoktu ki zaten, bisiklete binmeyi öğretseydin
bana, ben yere uzanıp şarkılar söyleseydim sen izleseydin hep, Bodrum'da
Del-Mar'da uyuyakalsaydık üşüseydik sabaha karşı, sen beni uzun uzun
izleyip usulca uyandırıp odamıza götürseydin, binbeşyüzon gece olduğu
gibi o gece de koyun koyuna uyusaydık, kimse soramasındı siz nesiniz
diye, kime neydi, onlar yoktu, sussundular, hep ben alakasız şeyler
anlatırken bana bakıp gözlerin dolsundu, bende anlattığım şeyden
vazgeçip yüzünü sevseydim, avcumu öpseydin sonra, sonra.. Sonra böyleydi
hep işte benim dünyam. Başka hiçbi şey yoktu inan. Hiçbi şeyim olmadan,
her şeyim olsan yeterdi. Hayal bile edemedim ki ben bu benim için son
noktaydı ötesi yoktu, ama bak sen sevgili çocuk, sen masumum, neye
inandın, karşıma geçtin beni de inandırdın da, bak bu kadar şey gerçek
olurken, biz seninle nasıl da tapılası BİR olduk. Bu koca yazıyı, daha
buraya yazamadıklarımı, koskoca dünyamızı ve "biz"i dünyanın geri
kalanından ayırarak tek bir daire içine alıp, içinde bir de soyadımızı
koyduk ve masal olduk. Sana ve biz'e hayranım.
- Bal BALCI -
- Bal BALCI -
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder