4 Ağustos 2013 Pazar

Gelinlik Maceradır!

Biliyorum, biliyorum uzuuuun zamandır yazamıyorum. Herkesten mesaj yağdı.. Nerde kına gecesi, nerde düğün günü blogları diye.. Beni mutlu ediyorsunuz :)
Buna ek olarak pek tabi balayı blogu da yolda, müjdesini vereyim şimdiden. Ama ben bunların da öncesinde; hep yazmak isteyip de ketumluğumdan prova görüntülerini paylaşamayacağım diye düğün sonrasına ertelediğim "gelinlik" blogumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Hem uzun zaman sonra bir merhaba olsun, hem gelin adaylarına dikim süreçlerinde bir parça yardımcı olsun, hem de bu blog ismine yakışır bir şekilde gerçekten eksiksiz bir "Anılar Çekmecesi" olsun diye.
Daha önce de yazdığım gibi gelinliğimi Gelinlik 21 hazırladı. Hızla büyüyen ve gerçekten başarılı bir ekipleri var. Görüştüğüm diğer yerlerin tersine -ki içlerinde çok tanınmış moda evleri de vardı- gözüm kapalı, içim çok rahat anlaştım. Fakat seçtiğim model çok zor, çok farklıydı. Daha önce çalışılmamış bir modeldi ve o tecrübeye rağmen kendilerini bile zorlayacağını baştan söylediler. Nitekim siparişimi Ocak 2013'te verdim ve gelinliğimi düğünden 10 gün önce Haziran 2013'te teslim aldım :)
İlk prova astardı tabi, ki biz ona bile baya kalabalık bir ekiple gittik. Ardından ikinci prova tarihim geldi ve gitmek üzere annemle yola çıktığımızda Zero beni aradı. Benden önce oraya vardığını, gelinliğin eteğinin bugüne yetişmediğini provanın erteleneceğini söyledi. Ben tabi inanmamaklarda, gülüyorum bolca. O sıra telefonumda bir sorun vardı, epey de uzun sürdü çözümü. Beni provayı ertelemek için çok aramışlar tabi ama, nafile. Zero telefonu stiliste verince haklı yakarışlarını anladım. "İnci gelinliğin çok zor, 3 kişi çalışıyorlar ama bugüne yetişmemiş, haftaya yapıcaz provanı" dedi. Yoldan döndük tabi, olsun sonuç iyi olsun da dedik.
Ertesi hafta prova günümden bir gün önce tekrar aradılar. "Gelinlik çok zor, özel bir model olduğu için 2 tasarımcı mutlaka provana katılmak, üzerinde görmek istiyor. Sorun olur mu?" diye. Sorun ne demek, koltuklarım kabardı tabi. Geldi prova günü. Bir heyecan koşa koşa gittik annemle. Şu an hatırlamıyorum ama Zerrin'in bir işi vardı gelemedi. Gelinliğin de bitmeden önce son provası, yani ufak detaylar hariç tamamlanmış olacak o gün. Bir sonra ki prova teslimat. Randevulaştığımız saatte ordaydık. Öğle yemeğine denk gelmişiz biraz bekledik, bu sırada terzim Büşra'yla ilk kez tanıştım. Esas emekçisi bu işin yani. Görmen lazım muhteşem oldu vs diyor, iyice tansiyonum çıkmış.. Fakat mankene giydirdik, çünkü eteklerinde hala grenleri iğneli, üstüne giyemezsin dedi. Olsun yeter ki göreyim de diyorum. Yukardan haber geldi hazır diye, bir heyecan çıktık hep beraber. Bu sırada çalışan herkes prova odasında bizimle birlikte. Üzerinde o kadar çalışılmış ki, herkes gelinin o gelinliği ilk gördüğü anı merak ediyor. Son basamağı da atladım, kapıya geldim, Büşra "ta taaam" diye elleriyle işaret etti, mankeni şöyle bir gördüm.. Sanırım o an zaman durdu. Ciddi manada şok geçirdiğimi düşünüyorum. Tepki veremedim en başta çünkü. Gülümsemiş bile olabilirim. Ama baktığım şey kesinlikle benim gelinliğim değildi!
İlk başta pek fazla bir şey söyleyemedim sanırım, çok da hatırlamıyorum. Annem de şok olmuştu. Mankenin etrafında dolaşıyoruz, bakıyoruz. İnsanlar bize bakıyor bir tepki bekliyorlar. Ben en sonunda "bu kesinlikle benim gelinliğim değil" dedim. Odaya bomba düştü. Buz gibi bir sessizlik. Onlardan da ilk kim konuştu, ne dedi falan hiç hatırlamıyorum. Aklımdan sadece "ağlama sakın ağlama" diyorum. Olay özetle şuydu; model baştan ayağa eksiksiz şekilde benim gelinliğim, istediğimden ve internette bulup kendilerine teslim ettiğim görüntüsünden daha da iyisi hatta. Baştan ayağa tamamlanmış durumda. Mor renkli kuşağına kadar tam. Sadece eteğinin en alt kısmı makinaya girmemiş, elde teğellenmiş iğneli duruyor. Sonuca gelinmiş. Ama kumaş yanlış!
İlk gördüğümden beri hayranı olduğum o kumaşla tamamen zıt bir şekilde hazırlanmış. Orjinal Amerikan Mat Saten yerine, komple saydam tül ve pasparlak bir gelinlik bana bakıyor. Herkes benimle birlikte şoka girdi. Kimseyi suçlayamıyorum da. Konu anlaşılana kadar epey bir zaman geçti. Bana su getirildi, insanlar da benim üzülmemle birlikte perişan oldular, annem de çaresiz beni iknaya çalışıyor "bu da kötü değil aslında, sen şok oldun tabi de bir daha baksan" falan diye. İmkansızdı. Yanlışlık kumaşı getiren kişiyle, atölye arasında olmuş. Bir kaç telefonla anlaşıldı. Dalgınlık olabilir, yanlış okunmuş olabilir vs. Suçlayacak kimse yok. Herkes üzgün, mahcup. Ortada tamamlanmış bir gelinlik, ayların emeği var sonuçta. Bu sırada Mayıs ayındayız, belirteyim. Düğüne bir aydan kısa bir süre kalmış. Bu kadar zor bir gelinliğin sıfırdan yapılması ihtimali bile aklımdan geçmiyor tabi. Ben o sırada yalnızca "bir ayda dikilecek nasıl bir model bulabilirim?" diye düşünüyorum. Hayalimden falan vazgeçmişim yani. İyi ki Gelinlik 21'le çalışmışım diyorum bu noktada işte. O kadar yardımcı, o kadar yapıcı bir ekip ki. Zaten şu an Büşracım ve Ayşe başta olmak üzere hepsi arkadaşım, görüştüğüm insanlar haline geldiler. Yaşadığımız acı bizi birbirimize bağladı diyebilirim :) Gelinlik yapılana kadar orda zaten epey tanınmıştım, bu olayla hepten meşhur oldum. Her provam Kadıköy ekibinin hepsinin katılımıyla gerçekleşti. Tabi bugünün ardından seferberlik ilan edildi. "Tamam vazgeçtim bundan başka bir model seçicem, sizin modellerden bakalım vs" cümlelerim dinlenmedi bile. Her zaman "biz seni burdan hayalinle çıkarıcaz" dediler. İyi ki de beni cesaretlendirmişler.
Bu acı tecrübeden sonra ki ilk provamdan bir görüntüyle devam etmek istiyorum. Yanlış kumaşla dikilmiş halini o şokla tabi ki çekmemişim.
Bu halini görmem bile yetti. İçim hiç olmadığı kadar rahatladı. Astarın biraz ilerlemiş hali bu. Üstüm falan tamamen yarım. Etek uçlarında grenler yok. Ama diyorum ya; o halini gördükten sonra bunu görünce Büşra'ya güvenmekle hata etmediğimi anlamıştım. Tabi bu aşamadan sonra eteğe iki kat daha eklendi. Bu arada kumaş da çok ağır. O sırada toplamda kaç kilo olacağını bilmiyorduk gelinliğin, ama yazının sonunda belirteceğim. Tepkileri merak ediyorum :)
Bu provadan sonra çok geçmeden bir sonra ki için gittim. Zaten zaman da kalmamıştı, ama rahattım. Tedirginlik yerine güle oynaya provalar yapıyorduk, yine ekipçe tabi 10 kişi falan :) Gelinlik 21 Kadıköy'ün gediklisi oldum tam anlamıyla. Gidip sorun şu an tanımayan çıkacağını sanmıyorum. Sadece İnci demeniz yeterli; herkes kaçışıcaktır (kahkaha efekt)
Ne diyordum; diğer prova teslimattan bir önce ki. Ben susuyorum görüntüler konuşsun. Bu emeğin adı gelinlik değil, bence resmen sanat.

 Bu aşamada kollarım henüz belli bile değildi. Deneme-yanılma yaparak, yine benim ilk başta ki seçimimi doğru bulduk ve iki kola da düşük olarak tüyler eklendi. Aklıma ilk ne koymuşsam mutlaka dönüp dolaşıp onu seçiyorum, hep. Kuşağın arkasına da tabi ki kocaman bir fiyonk. Duvak için de aynı şekilde deneme-yanılma yoluna gittik. Ben önce iki duvak kullanmayı düşündüm. Biri uzun, diğeri kısa olarak. Rahibe duvak olacağı kesindi. Ama uzun duvağın bu gelinlik için doğru seçim olmadığına karar verdik. Tek duvak ve kısa olarak onu da okeyledik. Söylemeden geçemiyorum, hakikaten sanat eseri gibi bir çalışma yapmışlar. Her konusu geçtiğinde tekrarlıyorum, binlerce kez ellerine sağlık. Bu kadar zor bir modeli, bu kadar hakkıyla ve kaliteli yapmak herkesin harcı değil. Gerçekten insanın kızına bırakacağı bir miras bu, benim fikrimce. Düşüncem de hep buydu. Çünkü annemin gelinliğini her zaman çok beğenmiştim, ama annem düğününden bir süre sonra ihtiyacı olan bir geline hediye etmişti ve bu nedenle ona hep sitem ederdim. Evet iyi bir niyet ama ben samimi söylüyorum, eğer annemin gelinliği duruyor olsaydı kesinlikle onu giyerdim. Bu sebeple de kendi gelinliğim için kesinlikle satın alacağımı ve kesinlikle çok özel bir gelinlik olacağını baştan kafama koymuştum. Kızım olur olmaz bilemiyorum, ki çocuk konusuna çok uzak biriyim, ama ne olursa olsun ardımda böyle bir gelinlik bırakmak bu hayatta kesinlikle yapmam gereken bir şeydi.
Herkese hitap etmeyen, çok özel stil beğenileri olmayan insanlarca beğenilemeyecek hatta "işsiz, taşsız bu ne böyle?" diye garip karşılanacak bir gelinlik giydim. Ama hayalim, kendi tarzım, hayranı olduğum tasarımcının tasarımı benim kişisel mirasım oldu. Çok sade, çok ağır ve çok özel bir parça; bence.
Daha fazla uzatmayacağım, pek çoğunuz zaten düğünümde yanımdaydınız, olamayanlar fotoğrafları ve gelinliğin bitmiş halini gördüler. Ben bu anıyı da çekmeceye atmak için yine geceyi sabaha bağladım. Cumu yanımda sızmak üzere :) Sizi düğünden bir fotoğrafla uğurlarken altına da çok önemli "teknik" detayları not düşmeyi de görev bilirim.
Gelinliğin orijinal tasarımcısı, benim de her yaptığına deli gibi hayran olduğum Lübnanlı tasarımcı Zuhair Murad. Koleksiyon; Zuhair Murad for Rosa Clara.
Ve gelinliğin tam olarak ağırlığı; 8 kg.
Sevgiler :)

5 yorum:

  1. gelinliğine bayıldımmmm aynısından bende istiyorum kiii :/

    YanıtlaSil
  2. Yaziyi okurken gelinlik dikim yerine merak ettim. Gelinlik21 ustelik bide Kadikoy okuyunca sok oldum. Ben sizin memnuniyetinizin aksine coook pisman oldum oraya gelinlik diktirmis biri olarak. Ve tam aksine cok gecistirildim ordan bi destek yardim fikir vs hic bisey gormedim. 18 ay gecti dugunumun uzerinden oraya ozellike Dilek hanima hala cok kizginim.

    YanıtlaSil
  3. bayıldımmmmmmmmm mutluluğunuz ömür boyu sürsün inaşallah

    YanıtlaSil
  4. Sizi facedeki berfika gelinlik sayfama beliyorum..istediğiniz gelinliğin birebir aynını dikiyorum tasarlıyorum...yüzde yüz memnun kalma garantisi veriyorum kendinizi pressesler gibi hissedecegınız sayfama davet ediyorum berfika gelinlik butik. :-)

    YanıtlaSil
  5. Düğün fotoğrafçısı başarılı bir çekim gerçekleştirmiş.Mutluluklar...

    YanıtlaSil