5 Mart 2013 Salı

Yüksek Yüksek Tepeler..

                                       12 Haziran 2013
Çok düşündüm aslında. Kına gecesi mi, yoksa bekarlığa veda mı diye. Hatta ilk başlarda gönlüm tamamen bekarlığa vedadan yanaydı. Araştırmalarımı hep bu yönde yaptım. Şöyle zenneli falan bol eğlenceli bir gece, annem, kuzenler ve kızlarla, 15-20 kişilik bomba bi yemek-eğlence süper olur diye düşündüm. Nedimelerim bile bunun için araştırmalar yaptılar.
Ama sonra fikirler yeni fikirlerin kapısını açtı. Daha önce deneyimleyenler çok söylediler. "Sonradan pişman olursun, yapmadığına üzülürsün" diye. Annemle şöyle sarıla sarıla bi ağlamak lazım, sevgilim o kadar şalvar getirtti Makedonya'dan tekrar giymek lazım, bütün kuzenlerin de kendi şalvarlarını giyip salınması lazım, bizde adettir 4-5 kıyafet değiştirmek lazım, o mumlar etrafımda kızlarla dönerken o içli şarkıda o karanlıkta herkesi ağlatmak lazım.. Bunlar da işin unutulmayacak tarafları. İcabında şaşaası yani :)
Şanımız yürüsün; yine herkes Arnavutlar'dan, Doğanlar'dan bahsetsin falan denilince bende de akan sular durdu tabi. Hiç dayanamam, yeter ki şan şöhret yayılsın (kahkaha efekti)
Evet kararı bu şekilde verdim. Doya doya, sadece bana kapatılan bi mekanda, İnci'nin Kınası olsun, bittikten sonra uzun zaman konuşulsun istedim.
Kına yapmaya karar verdim de, o dakikadan sonra daha zor bi seçim süreci başladı. Yalnızca eğlenecek, kuduracak olsak o mekanları avcumuzun içi gibi biliyoruz da, iş kınaya gelince orada bi durduk. Avrupa yakasında olsa, yine seçenek çok, tüm sülale komple o tarafta oturuyor zaten. Bakındık da ama içime sinen bi yer bulamadım o taraflarda.
Geçtik Anadolu yakasına. Araştırıyorum ama yok, istediğim gibi bi yer yok. Bende kapalı alan antipatisi var. Mutlaka açık, püfür püfür, yeşillik bi yer olacak. Böyle olunca da seçenek iyice azaldı. Sadece bi yerle görüştüm. Yeşillikler içindeydi ama ufaktı. Bizim gibi, çekirdek kavramı bile 30 kişi olan sülaleler için uygun değil yani. Daha normal ailelere hitap ediyor.
Nasıl olucak, yoksa olamayacak mı derken, eskiden beri çok beğendiğim bi yer aklıma geldi. Hem de burnumun dibinde.
Nabizade Konağı!
Konaklara meyilim nişandan kalma, malumunuz. Havalara uçtum desem yeridir.
Hemen gidip görüştük annemle. Aynı gün de anlaştık. Tabi bende telaşlar hemen başladı. Neler (dikkatinizi çekerim ne değil, çoğul) giyeceğim, davetlilere nasıl anılar dağıtacağız, mekan süslemesi ne renk olacak, mumlar, kızların duvakları kırmızı mı beyaz mı olsun, çerez için keseler, tepsisi bindallısı ve daha bi sürü detay.
O hafta annemle gidip mumları, duvakları, tepsiyi, çerez keselerini, bindallıyı hallettik. Çok detay vermiyorum, sürprizlerim de olacak :)
2-3 hafta kadar önce de şalvardan ve bindallıdan önce giyeceğim kıyafetleri canım sevgilimle birlikte seçtik. Arnavut âdetlerine yetişmek herkesin harcı değil, pardon da. Sevgilim sağolsun, hiç eksik bırakmadı. Ne olacaksa olması gerektiği gibi, en güzeli, en istediğim gibisi benim oldu onun sayesinde en başından beri, hep. Kendisine sorsanız zaten o da Arnavut, Üsküp'lü hatta Kaçanik'li zaten :) Bilindiği gibi de zevkli bi insan. Benim gardrobumu kendisi seçiyor tek tek. Kına elbiselerimi de, ayakkabılarımı da o seçti. Saçlarımı nasıl yaptıracağım konusunda yine danışacağım kişi o. Elbiselerin kaç tane olduğunu burada söylemeyeceğim ama içlerinden biri yine benim tasarımım, nişan kıyafetim gibi :) Elbise giyip çıkarmaktan oynamaya vakit kalıcak mı hiç bilmiyorum. Tek endişem bu!
Burdan sonra sizi mekanın fotoğraflarıyla başbaşa bırakıyorum. Anlatmakla bitmeyecek, tarif edilemeyecek bi yer çünkü.
12 Haziran akşamı bizimle olacak şanslılardan önce siz görün sayın okuyucu. Bu arada süsleme rengini henüz seçmedim, fikirlerinizi bekliyorum!













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder